Hakkımda

Canva - Male Backpacker Standing by the Lake

Kimim?

 

1994 yılndan beri borsada yatırım yapan bir babanın oğlu olarak çocukluğum boyunca Teletex’ten –evet o zamanlar bilgisayar evlere girmemişken hisse senetlerini takip edişini, her akşam eve geldiğinde 510. ve sonraki sayfaları tuşlayarak teker teker hisse fiyatlarına baktığını gözlemlemekle geçti.

6 yaşımda henüz okula başlamamışken babam evde olmadığı zamanlarda onun yerine Teletex’ten hisselerin fiyatlarına bakıp iş yerini arayarak fiyatları ona söyleyebileyim diye okuma yazmayı öğretti, ben de böylece bu piyasaya “merhaba” demiş oldum.

Bunun devamı ise haftalık olarak çıkan Ekonomist ve Para dergilerinin hediye olarak vermiş olduğu teknik analiz şablonlarında fiyat hareketlerini babamla beraber şablona elle çizerek grafik oluşturmakla geldi. Cep telefonları çok yaygın değilken ve bilgisayarların evlere girmediği bu dönemde, genelde hisse senedi işlemleri oldukça karanlık seans salonlarında bir ekrana bakarak yükselen kağıdı almak isteyen onlarca kişi tarafından yapılırdı. O zaman bile “al” “sat” emirleri veren herhangi bir kişinin diğer kişileri etkileyerek onların da alım-satım kararlarını tetiklemesi ile yığın psikolojisini gözlemlemiş olmam o zaman hiç bir şey anlamasam da daha sonra coşku ve çöküş piyasalarında hep aklıma gelmiştir. 🙂

11 yaşımda edindiğim bilgisayar ile artık babamla beraber teknik analizleri bilgisayardan yapabiliyorduk. Öyle ki sırf bu işi öğreneyim diye bir keresinde bir akşam öncesinden bir liste verip “yarın bunların analizini yaptıktan sonra sokağa çıkabilirsin” diyen bir babaya sahiptim. 🙂 Sırf bu yüzden bile şu anki bildiklerimi öğrenmemde en büyük pay sahibi olan babama çok şey borçluyum.

Çocukluğum bu şekilde geçtikten sonra liseye geçince babamın bana ayırmış olduğu ufak bir miktar para ile  yine yaşım yetmediğinden babamın hesabından işlem yapmaya başladım. Çocukluğumdan beri babamdan ve çevresinden görmüş olduğum ve çok kanıksanmış olan teknik analiz yöntemleri ile al-sat yapmaya başladım. İnanın sadece hissenin grafiğinde sığ fiyatlarda dolaştığından veya indikatörleri al vermiş olan bir hisseyi alıp biraz yükselince satmaktan başka bir şey yapmıyordum. Aldığım şirketin finansalları, yaptığı iş, sahibi, genel müdürü bunların hiç bir önemi yoktu. 🙂 Önemli olan bazı çubukların “al” verip “sat” vermesinden ibaretti. Böyle olunca tahmin edersiniz ki bir gün bana göre çok güzel bir para kazanmışken ertesi gün başka hisse senedinde, kazandığımı veya daha fazlasını kaybettim. Ankara’ya üniversiteye ilk gittiğimde de babamın bana vermiş olduğu bir miktar para ile al sat işlemlerime devam ettim. İkinci öğretim olduğumdan gün boyu işlem yapıp öğrenci harçlığımı çıkarıp akşamları okula gidiyordum. Düşünüyorum da onlar da güzel günlermiş. 🙂

Üniversite zamanı vermiş olduğum yanlış alım kararları ve babamı da etkileyerek ona da yaptırmış olduğum bazı yanlış alımlar neticesinde borsayla tanışmamdan yaklaşık 15 yıl sonra Warren Buffett ile tanıştım. Bazen verdiğiniz çok yanlış bir karar sayesinde çok şey öğrenebiliyorsunuz. Bugün değer yatırımının günümüz uygulayıcılarının başında gelen Warren Buffett ve onun hocaları ile tanıştıysam bu vermiş olduğum yanlış kararların sayesindedir. Borsada çok kullanılan bir tabirde denildiği gibi :

Tecrübe yenilen kazıkların bileşkesidir.

 Üniversiteden sonra almış olduğum eğitim neticesinde yaklaşık 5 yıldır mühendislik alanında çalışıyorum. Günümün yaklaşık 13 saati (mesai+yolda geçen süre) 4 duvar arasında çok da aşık olmadığım işler yaparak geçiyor. Kim çok da sevmeyerek yaptığı bir iş için gününün yarısından daha fazlasını 4 duvar arasında geçirir ki? Yaşayacağımız bir hayat var ortalama 70 yıl sürüyor ve bu sürenin en az 50 yılını çalışarak geçirmek ya da çok da sevmediğin bir işi yaparak kendimize yapabileceğimiz en büyük haksızlık.

Çevremdeki insanların çoğu kendilerine dayatılan oku, çalış, araba-ev al, çevrende para harcayabileceğin ne varsa onlara ihtiyacın olsun, onları ödeyebilmek için çalış daha sonra da öl döngüsüne o kadar çok alışmışlar ki birikim yapsalar da bu birikimi sadece 65 yaşında emekli olduktan sonra kullanabilecekleri bir para olarak kenarda tutuyorlar, birikimi yönetemiyorlar, bileşik getirinin gücü ile daha genç yaşta finansal olarak bağımsız olacaklarından maalesef bihaberler.

Bu blogda birikimden yatırıma, yatırımdan geleceğe ne gibi katkılar sağlanabilir bunları irdelemek istiyorum. Yatırım felsefem olarak benimsediğim “değer yatırımı” ile ilgili öğrendiklerimi, blog yazarken insanlarla daha çok bilgi paylaşmak için yapacağım araştırmalarla daha fazla şey öğreneceğimi düşündüğümden böyle bir işe giriştim.

Artık 28 yaşında, yatırım stratejisinin asıl temellerini 7 yıl önce atmış olan ben değer yatırımı sayesinde finansal özgürlüğüme adım adım giderken bu süreci de sizlerle paylaşmak istedim. Sizlerle yapmış olduğum birikimlerle neler yaptım, yaptıklarım neler getirdi-götürdü, birikim yapmak için neler yaptım-yapıyorum bunları anlatacağım. Finansal özgürlüğe giden bu yolda, birikim-yatırım-bileşik getiri sıralamasının sizi gerçek manada nasıl özgür birer birey yapabileceğini paylaşmak istiyorum.

Bildiklerimi aktararak birikim ve hisse senedi yatırımı ile ilgili bir şeyler öğrenmeye çalışan insanları biraz olsun bilinçlendirebilirsem ve sizlerin de öneri ve yorumlarınızla ben de bir şeyler öğrenebilirsem ne mutlu hepimize!

Saygılar, sevgiler…

Oğuz